26 Ocak 2013 Cumartesi

Uzuuuuunca bir süredir blogumu boşladığımı fark ettim çekilişlere katılmak dışında tabi :D

Sanırım duygu yoğunluğum çok çok hat safhalara ulaşmadığı sürece yazmayı sevmiyorum. Düşüncelerim kendime kalsın önce kendimle hesaplaşayım istiyorum. Ama bazen öyle oluyor ki bakıyorum da olay benim boyumu çoktan aşmış artık içimde tutamayacağım duruma gelmiş işte o zaman yazmak çok iyi geliyor. Ha diyebilirsiniz mutlaka sana yakın olan derdini anlatabileğin birileri vardır diye evet var iyi ki de varlar ama yazmak daha iyi hissettiriyor sanki. Çünkü sen başlıyorsun anlatmaya karşındaki de kendi dertlerinden dem vurmaya başlıyor bi anda bu hep böyle olur insan kendi dertlerini size söyleyince sizin derdinizin azalacağını düşünürler ama hiç alakası yok. Bu yüzden yazmak iyi hissettiriyor sizi düşüncelerinizle başbaşa bıraktırıp ahh bunu da söyleseydim şunu diyemedim pişmanlığından uzaklaştırıyor. Yani yaz yazabildiğin kadar düşüncelerinin derinliği sana kalmış. İster içindeki en derin incileri sun, ister yüzeydeki görüntüleri yansıt sadece ;)

Neyse gelelim paylaşmak istediğim konuya derinliğine siz karar verin artık :) Offf offf gene nerden geldi aklıma bilmiyorum ama bu sıralar gene bir tuhafım. Tam unuttum çok güzel zaten ben ilişki insanı değilim arkadaşlarımla mutluyum dediğim sıralarda bilinçaltımın oyunlarıyla karşılaşıyorum. Sanki her gün rüyamda onu görüyormuşum gibi bir hisle uyanıyorum zira şimdiye kadar sadece bir kere gerçekten gördüğümü hatırlıyorum :/ amma velakin bu his nerden kaynaklı onu bilemiyorum. Belki de itiraf edemiyorum ama özledim  hem de fena özledim. Onun onca yaptıklarına rağmen, beni sevmediğini ve benden sonra başkaları olduğunu bildiğim halde özlüyorum işte. Bazen gerçekten çok saf olduğumu düşünüyorum.( Hayır acaba herkes benim gibi olsa dünya daha mı güzel olurdu yoksa dünyanın çıkarcı kurnaz insanlara da mı ihtiyacı var ona karar veremiyorum işte). O beni çoktan unutup hayatına yeni insanlar alabiliyorken ben neden böyle takılıp kaldım diye kendime sorup duruyorum ama bir cevap yok tabi ki.

Sanırım sevdim mi tam severim sözü var ya o benim için işte. Karşımdaki insanın mükemmel yakışıklı, zeki falan olması gibi hiç böyle kriterlerim yok mesela sevdim mi seviyorum hiç bir neden olmasına gerek yok hatta çevremdeki insanların aman bunun için mi üzülüyosun tipsizin teki zaten falan dediklerini çok duydum ama öyle değil işte dünyanın en yakışıklısı da gelse insan sevince onun için o en yakışıklı o oluyor işte. Ama zaten maharet güzeli sevmek de değilde sevdiğini güzel görmekte değil midir? :) Sevdiğimiz bizi üzse de, kırsa da, bin pişman etse de sevmek güzel be dostlar. Sakın sevmekten vazgeçmeyin. Kırılıp üzülünce değil de sevmekten vazgeçince işte asıl ozaman hayat çekilmez olur. Candan ablamızın bu konuyla illgili ne de güzel demiş : " Yorgunluk kırgınlık hepsi gelir geçer her şeye rağmen yaşamak güzel." :))

-Küb




22 Ocak 2013 Salı

çekilişşşş

http://pemberuj.net/arsiv/73589/modaren-com-dan-5-kisiye-hediye-ceki/

19 Ocak 2013 Cumartesi

makyaj fırçasından fırça hediye :))


http://www.makyajfircam.com/2013/01/makyaj-frcam-sizlere-makyaj-frcas.html

14 Ocak 2013 Pazartesi

güzellik nehrinden çekilişşş :))

http://guzelliknehri.blogspot.com/2012/12/cekilis-yazmz.html